Buyuknet

Eğitim => Türkçe Ansiklopedi => İngilizce => Konuyu başlatan: tarantula901 - 12.05.2015 - 20:29

Başlık: Hastalık ve salgın ile ilgili ingilizce cümleler
Gönderen: tarantula901 - 12.05.2015 - 20:29
Hasta olmak – To be sick veya to be ill

İngilizce’de hasta oldum demek isterken en sık kullanılan 2 kelime to be sick veya to be ill.Örnek vereyim

I think, I’m getting sick. (Sanırım, hastalanıyorum)
 
           
I was sick last week .(Geçen hafta hastaydım)
 
             
I feel ill. (Hasta hissediyorum)
 
               
Grip – Flu
 
I think , I have the flu. (Sanırım, grip oluyorum)
 
           
If you’re not careful you might catch the flu. (Dikkatli olmazsan sen de gribe yakalanabilirsin)
 
              NOT: Gribe benzer bir başka kelime de cold. Cold soğuk algınlığı demek.İkisi arasındaki fark gribin daha şiddetli olması ve insanın ateşinin çıkması. Cold kelimesi daha çok ayakta atlatılan hastalıklar için kullanılıyor.
I have a cold – I’ve got a cold. (Hastayım. (soğuk algınlığı) )
 
             
Bulaşıcı – Contagious
 
The flu is highly contagious. (Grip baya bulaşıcı.)
 
           
This illness is spreading very fast because it’s very contagious.(Bu hastalık çok hızlı, yayılıyor çünkü çok bulaşıcı.)
 
               
Burnun akması veya tıkanması – Runny nose ve Stuffy nose
 
 
I have a runny nose. (Burnum akıyor.)
 
           
My nose is stuffy. (Burnum tıkalı.)
 
               
Yorgun hissetmek – To be exhausted
 
 
I’m exhausted.(Bitkinim – Yorgunum)
 
           
I didn’t get any sleep which is why I’m exhausted. (Hiç uyuyamadım, bu yüzden çok yorgunum/bitkinim.)
 
               
Hastane ile ilgili İngilizce kelimeler
 
Hastane – Hospital
 
 
My friend took me straight to the hospital. (Arkadaşım beni doğrudan hastaneye götürdü.)
 
             
Sıra beklemek – To wait in line
 
I had to wait for half an hour before I could see the doctor .(Doktoru görmeden önce yarım saat beklemem gerekti.)
 
           
This patient doesn’t have time to wait in line! We need to take him straight to E.R. (Bu hastanın sıra bekleme lüksü yok! Onu doğrudan acile götürmemiz lazım.)
 
              NOT: E.R aslında Emergency Room(Acil odası) demek ama genelde kısaltılmış şekli kullanılıyor.
Belirtiler – Symptoms
 
 
What are the symptoms of a heart attack? (Kalp krizinin belirtileri nelerdir?)
 
             
Öksürmek – To cough
 
 
I can’t stop coughing. (Öksürmeden duramıyorum.)
 
           
First we have to cure your cough. (Önce öksürmeni tedavi etmemiz/yok etmemiz lazım.)
 
               
Ateş – Fever
 
 
He has a very high fever!We need to cool him down immediately. (Çok yüksek ateşi var! Onu hemen serinletmemiz (vücut ısısını düşürmemiz) lazım!)
 
             
Boğaz ağrısı – Sore throat
 
 
Damn! I have a sore throat! I shouldn’t have eaten all that ice cream at once! (Lanet olsun(filimlerde de böyle çeviriyorlar =) ) Boğazım ağrıyor! Bir anda okadar dondurma yememeliydim!)
 
             
Halsizlik – Weakness
 
 
I feel really weak. (Kendimi çok halsiz hissediyorum.)
 
             
Salgın – Epidemic
 
 
Be careful! there’s a swine flu epidemic. (Dikkat et! Domuz gribi salgını var.)
 
             
Reçete – Prescription
 
 
The doctor gave me a prescription. ( Doktor bana reçete verdi.)
 
           
You can’t buy these drugs without a prescription. (Bu ilaçları reçete olmadan alamazsın.)
 
               
Eczane ile ilgili İngilizce kelimeler
 
Eczane – Pharmacy
 
 
I went to the pharmacy to get my medicine. (İlaç almak için eczaneye gittim.)
 
             
İlaç – Drugs veya Medicine
 
 
I need my medicine. ( ilacıma ihtiyacım var.)
 
            NOT 1: İngilizce konuşma dilinde medicine yerine genellikle meds kellimesi kullanılıyor ve okunuşu “medz” şeklinde. NOT 2: Drugs aynı zamanda uyuşturucu demek (eroin, kokain vs.)
Öksürük Şurubu – Cough Syrup
 
 
The doctor prescribed me some cough syrup. (Doktor bana öksürük şurubu verdi.)
 
             
Ateş Düşürücü – Fever relief
 
 
I feel horrible if I don’t take my fever relief pills. (Ateş düşürücülerimi almazsam kendimi berbat hissediyorum.)
 
             
Antibiyotik – Antibiyotics
 
 
Antibiyotics are not good for you. (Antibiyotik yararlı birşey değil.)
 
             
Dinlenme ve iyileşme ile ilgili İngilizce kelimeler
 
Dinlenmek – To rest
 
 
The doctor told me to rest for a week. (Doktor bir hafta dinlenmemi söyledi)
 
             
Daha iyi hissetmek – To feel better
 
 
I took my medicine.I feel much better! (İlaçlarımı aldım.Kendimi çok daha iyi hissediyorum!)
 
             
İyileşmek – To recover veya to be cured
 
 
After resting for a week I have finally recovered.(Bir hafta dinlendikten sonra sonunda iyileştim.)