Buyuknet

Eğitim => Türkçe Ansiklopedi => Diğer Dersler => Konuyu başlatan: tarantula901 - 19.10.2010 - 03:49

Başlık: 11. Sınıf Dil Ve Anlatım Sayfa 33-34-35-36-37-38-39
Gönderen: tarantula901 - 19.10.2010 - 03:49
Sayfa 33 Cevapları –

Hazırlık –
1.bazı günler yazma ihtiyacı duyuyorum.Çünkü gördüklerimi ve yaşadıklarımı birisiyle paylaşmak istiyorum
2.Eski günler tekrar gözümde canlanıyor.
1.Etkinlik –
Günlük örneği
20 Kasım 1996
Yaşar Nabi’lerde ikinci kez toplandık.Yazarın sorumluluğu sorunu görüşüldü saatlerce.Belki yirmi kişiydik.Konuştukkonuştukkonuştukkendi kendimize.Varlık Yıllığı’nda okurlar dinleyecek bu konuşmalarımızı.Yazar sorumludur.Topluma karşıkendine karşı.İyi bütün ayrımlarkonuşmalar bitti.Ama sonuç ne?Hava.Çok şeylerden söz edildi.Sanatımızın toplumu aştığındanbu yüzden okunmadığından.Toplumu aşmak konusunda da saatlerce konuştuk.Şimdi aklıma geliyorbir soru var ortaya atılacak.Her yazarınsanatçının sorumluluğundan söz ediliyor.Yatoplumun sanatçıyaedebiyatçıya karşı sorumu?Yok mu böyle sorumluluk?Devletin sorumluluğu?Tek tek bireyelerin sorumluluğu?Bunu unutuyoruzvarsa yoksa yazarınsanatçının sorumluluğu!…Hep biz mi duyacağız bu sorumluluğuhep biz mi sorumluluğun yükü altında yaşayacağız?…Biraz da toplum bilse sorumluluğunutopluma bildirilse onun da sorumlu olabileceği….
(Oktay AkbalGünlerde)
2.Etkinlik –
Bu kişiden kişiye değiştiğinden sizin yapmanız gerekiyor
3.Etkinlik –
* GÜNLÜK – Edebiyatımızda “günlük” terimini ilk kez Falih Rıfkı Atay kullanmıştır. Kısaca günlük bir kişinin düşüncelerini duygu ve gözlemlerini günü gününe yazdığı ve o günün tarihini koyduğu yazılardır. Günlük bir tür anıdır. Ancak günlük günü gününe yazılır anı ise olayların yaşanmasından sonra kaleme alınır. Bir edebiyat türü olarak asıl kimliğini 1940’tan sonra kazanmaya başlayan günlük türünün başlıca özellikleri şunlardır:
* Kısa yazılardır.
* Olayı yaşayan kişi tarafından yazılır.
* Yazarın hayatından izler taşır.
* İçten ve sevecendir.
* Ruzname de denir.
* Türün ünlüleri Oktay Akbal Suut Kemal Yetkin Seyit Kemal Karaalioğlu Nurullah Ataç Salah Birsel’ dir.
* Divan edebiyatındaki “vakayinameler” bir tür günlük sayılır.
* Kimi roman ve hikâyelerde “günlük” bir anlatım biçimi olarak kullanılabilir.
* Anlatımda “iç konuşma” tekniğinden yararlanılır.
Sayfa 36 –
1-Yazarın başından geçen olayları anlatması.
2-Günlüklerde yaşanma zamanı ile yazılma zamanı arasında fark vardır.Olaylar genellikle o günün sonra günlüğe aktarıldığı için.
3-Yazar günlükleri okuyucu için yazmıştır.
4-Günlükde anlatılanlar inandırıcıdır.Belli bir tarihi ve zamanı vardır.Gerçeklerolan biten olduğu gibi öznel olarak anlatılır.
5-Kişisel dikkat önemlidir.
6-Öznel bir anlatım tarzıyla gördüklerini olduğu gibi anlatmıştır.
7-Gün boyunca başından geçenleri anlatmak
8-Betimleyici anlatım kullanılmış.
9-Göndergesel işlevde kullanılmıştır.
4.Etkinlik –
Günlük özellikleri;
1. Kısa yazılardır.
2. Olayı yaşayan kişi tarafından yazılır.
3. Yazarın hayatından izler taşır.
4. İçten ve sevecendir.
5. Eski edebiyatımızdaki adı Ruzname’dir.
Sayfa 36..6.etkınlık; –
akıcılık;soylenişi hos olmayan rokfor gibisozcukler oldugu için fazla akıcı degıldır..
duruluk-acıklık; duruluk;gereksız sozcuklere ve cumlelere yer vermedıgı için duru bir anlatım vardır..
acıklık;cümleler anlasılır oldugu ve fazla bir yabancı sozcuk olmadıgı için anlatım acıktır..
yalınlık;cumleler kısa net oldugu ve soz sanatlarına fazla yer verılmedıgı için anlatım yalındır…
sayfa 37 –
8.eTKİNLİK
gerçek anlamlı:ekmeksütköfte
metne kazandırdıklarI: Olayın gerçekten yaşandığı
mecaz anlamlı:bayılmakatmakısmarlamak hava yapmak
metne kazandırdıkları:farklı kavramları ve durumları karşılayabilmek için kullanılmıştır
————————————————–
sayfa 37

9.ETKİNLİK
ses düşmesi:kayboldu resmi kahvaltı
sebebi:ünlüyle başalyan ek alması
ses türemesi:evde-y-im
hava-y-ı
masa-y-ı
radyo-s-u
sebebi:yardımcı sese ihtiyaç olması
sayfa 37 –


anlama ve yorumlama
1>yazma alışkanlığı gelişir kendini dah iyi tanır.
2>
3>eksik yönlerini görür rahatlar
SayFa 38
1.}boşluk doldurma
.günlük
.duygu ve düşüncelerin
2.} dogru-yanlış
.y
.d
.y
3.} nurullah ataç
4.}gözlemin pek öneminn olmaması
sayfa 39 cevaplar
2. soru cevap aynı kişidir 3. sorunun cevabı 1. ağız yani kahraman anlatıcı 4.sorunun cevabı acık sade ıcten bır anlatımı vardır olaylar oldugu gibi abartılmadan anlatılır anılar öğretici bir nitelik tasıdıkları için objektıf eserlerdir 4.etkinlik hayır değildir ama anı yazarı anlattıklarını kanıtlayabilmek için belge ve kaynaklardan yararlanabilir
———————————————————–

ANI ( HATIRA ) T Ü R Ü
Bir kimsenin özellikle tanınmış kişilerin yaşadıkları dönemde gördükleri ya da yaşadıkları ilginç olayları gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları yazı türüdür.
Tanınmış sanatçı siyasetçi ve bilim adamlarının yazdığı anılar onların yaşayışlarını yaşadıkları dönemdeki önemli olayları anlatması bakımından önemlidir.
Özellikleri :
1 – Yaşanmakta olanı değil yaşanmış bir konuyu anlatır.
2 – İnsan belleğinde iz bırakan olay ve olguları anlatır
3 – Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
4 – Tanınmış bilim sanat ve politika adamlarının yaşamlarını çalışma ve
araştırmalarını anlatır.
5 – Yazarın unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar.
6 – Geçmiş birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.

TARİHSEL GELİŞİMİ
Batıda en çok yaygın bir tür olup ilk örneğini eski Yunan sanatçısı
Ksenophon’un “Anabasis” adlı eseriyle vermiştir. Alman filozofu Eflatun’un birçok eseri bu türdendir
18. yüzyılda J. J. Rouseau’nun “ İtiraflar” Goldoni’nin “İyilkik Sever Somurtkan” Goethe’nin “Şiir ve Gerçek Andre Gide’nin “Jurnaller “bu alanda önemli eserlerdir.
19. yüzyılda Fransız edebiyatında :Victor Hugo’nun”Gördüklerim” Stendhal!ın “Bencillik Anılar Verlaine’nin “ İtiraflar Rus yazar Tolstoy’un İtidafım” 20. yüzylda dünyanın her ülkesinde çok sayıda edebiyatçı bu türde eserler vermeye devam etmektedir.
Bizde 7. yüzyıla ait “Göktürk Yazıtları” bu türün ilk örneği sayılmaktadır. 16. yüzyılda Hindistan’da bir imparatorluk kurmuş olan Babür Şah’ın yazdığı “Babürname”  17. yüzyılda Ebul Gazi Bahadır Han’ın yazdığı “Şecere-i Türk”  Katip Çelebi ve Naima’nın bir çok eseri bu türün örneklerindendir.
Eski edebiyatta anı özelliği taşıyan “Vakainameler Gazavatnmeler sefaretnameler bu türün örnekleri sayılmaktadır.
Edebi tür anlamında anı ise bizde Tanzimat döneminde başlamıştir. Önceleri Ebuziya Tevfik ve Ali Suavi çıkardıkları gazetelerde anılarını yayınlarlar Daha sonra
Akif Paşa’nın “Tabsıra”
Namık Kemal’in “Magaza Mektupları”
Ziya Paşa’nın “Defter-i Amel”
Ahmet Mithat Efendi’nin “Menfa”
Muallim Naci’nin “Ömer’in Çocukluğu”
Servet-i Fünun Döneminde;
Ahmet Rasim’in “Eşkal-i Zaman” “Falaka” “ Maharir “”Şair “
Halit Ziya’nın “Kırk Yıl” Saray ve Ötesi
H.Cahit Yalçın’ın : “ Edebi Hatıralar”.
Son Dönem Edebiyatında
Yakup Kadri: “Zoraki Diplomat Vatan Yolunda  Gençlik ve Edebiyat
Hatıraların”
Ruşen Eşref Ünaydın : “ Atatürk’ü Özleyiş”
Falih Rıfkı Atay : “Çankaya”
Halide Edip . “Türk’ün Ateşle İmtihanı”
Yahya Kemal: “ Çocukluğum Gençliğim Siyasi ve Edebi Hatıralarım “
Yusuf Ziya Ortaç “ Porteler” Bizim Yokuş”
Ahmet Hamdi Tanpınar . “ Kerkük Anıları”
Samet Ağaoğlu: “ Babamın Arkadaşları”
Salah Birsel : “Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu”
Halikarnas Balıkçısı : “ Mavi Sürgün”
Oktay Rıfat . “Şair Dostlarım”
Ayrıca son dönemde Celal Bayar İsmet İnönü Kazım Karabekir ve Rauf Orbay gibi siyasi kişilerin yazdıkları anılar yakın tarihimizi aydınlatması bakımından önemli eserlerdir.

ANI İLE GÜNLÜĞÜN BENZER VE FARKLI YANLARI
1 – Anı da günlük gibi bir kişinin başından geçen gerçek yaşantılardan kaynaklanan yazı türüdür
.2- Günlük yaşanırken anı ise yaşandıktan sonra yazılır
3 – Anılar yazarların yaşlılık çağlarında yazdıkları ve yaşamları boyunca karşılaştıkları olayları nesnel bir şekilde ortaya koyan yazılardır Günlükler ise daha öznel derin içten ve ruhun derinliklerinden kopup gelen Anlık duygu ve düşünceler hakimdir.

4 – anı yazılarının anlatım açısından kurgusal niteliklere sahip olduğunu da söyleyebiliriz Günlükler ise kurgudan uzak yoğun düşüncelerin toplamıdır.