Anadoluda anatanrıça inancı

forget02.10.2010 - 23:34
Arkeolog Filiz ÖZDEMİR’ in kaleminden..

ANA TANRIÇA İNANCI


Tarih öncesinin en gerilerinden tek Tanrılı dinlerin ortaya çıktığı dönemlere kadar uzanan, hatta bu dinlerde de izleri görülebilen Ana Tanrıça inancını, Anadolu’nun kendi tarih akışı içinde yansıyan kişiliğinde izlemek gerekir. Anadolu’nun en eski Tanrı tasarımlarından olan Ana Tanrıça yaratma eyleminin özü, insanlar için bereket ve çoğalmanın simgesi olarak karşımıza çıkar. Toprakların yüceltilmesi, bereketin ve vericiliğin simgesi haline getirilen Ana Tanrıça düşüncesinin ilk ortaya çıkışının ilksel kültürlerdeki anason zincirinin bulunduğu kadın egemen çağlara rastladığı savlanır.

İşte ünlü Bereket Tanrıçaları, Toprak Ana simgeleri, bu çağların ‘Büyük Ana’sıdır. Gerçeği mitler aracılığı ile kavrayan ilksel insanın inanışına göre Ana Tanrıça tüm doğayı kapsar. O, insanın dünyayla girdiği tüm ilişkileri düzenleyen bir ilkedir. İlksel insan günlük yaşamda doğanın canlıları var etme ve yok etme biçimindeki döngüsel hareketini, kadının yaşam verme gücü ile olduğu gibi ölüm ile de ilişkilendirilmiştir. Dünyasal kadının kutsal oluşumu olan Ana Tanrıça yaşam ve ölüm arasındaki çelişik görünen öğeleri kendisinde toplayan bir ilkedir. Günlük yaşamda din dışı alanda kadının çocuk doğurması, toprak tarafından gerçekleştirilmiş olan bu ilk eylemin bir tekrarıdır.

Ana Tanrıça mitoslarında egemen olan döngüsel Tanrı anlayışı tüm insana ilişkin eylemlerin ilk nedeni ve kökenidir ve ilerleyen süreçte, o ilk kökenden zaman bakımından ne kadar uzaklaşılırsa uzaklaşılsın, kutsal eylem biçimleri bereket adına sürekli tekrar edilmelidir.


Ana tanrıça kısaca şöyle anlatılır; “Bir zamanlar gökler, denizler ve kayalar birbirinden ayırt edilemeyecek halde imişler. Fakat birdenbire ortada bir musiki örmüş, gökler ve denizler yine bir kâinat teşkil etmişler, beraber birbirinden ayrılmışlar. O esrarengiz musiki, Ürinom’un (yani Kybele’nin) doğduğunu ilan ediyormuş. Onun sembolü de ay imiş.”


İnanç varlığı olarak dişilerin kutsallaştırılmasına yol açan bu durumda doğum olayının nedenini bilemeyen Eski Çağ insanının gözünde, bu eyleme (doğurma işine) doğaüstü gizli güçlerin katıldığına inanmakta doğaldır. Doğadaki bu yaratıcı, doğurucu güçlerin, özellikle insanların üreme organları üzerinde yoğunlaştığı, ya da yoğunlaşmasını sağlayan inançların yeşerdiği çağlardır, bu zamanlar.

Çağlar boyu egemen olan Ana Tanrıça’nın anlamsal boyutunun yanı sıra bir de imgesel boyutu vardır. İşte bu boyut Anadolu’daki Çayönü, Çatalhöyük, Hacılar gibi yerleşim merkezlerinde rastlanan kadın heykelciklerinde somutlaşır. Bu yerleşimlerde ortaya çıkarılan kadın heykelcikleri, Ana Tanrıça’ya daha bu dönemlerde tapıldığına işaret etmektedir. Sümer kültüründen de önceki bir kültür çağını yansıtan bu tarihler, Ana Tanrıça’nın Anadolu’nun yerlisi olduğunu göstermektedir. ‘Anadolu’da toprak ilk onunla sürülmüş, ilk tohum onunla atılmıştı.

Tarih öncesinin aydınlanabilen en gerilerine dek gidildiğinde, Akdeniz çevresinde, kuzey ülkelerinde, Asya içlerindeki tüm kültür ve uygarlıklarda çeşitli isimlerde fakat hep aynı öz ve hep aynı inançta birleşen bir Ana Tanrıça ile karşılaşılır. Kökeninin Anadolu olduğu kesinlik kazanan bu Tanrıçanın varlığı, Hacılar ve Çatalhöyük’te yapılan çalışmalar neticesinde M.Ö. 6500-7000’lere kadar uzanmaktadır. Ana Tanrıça ayakta, oturmuş ya da uzanmış olarak tasvir edilir. Geniş kalçalı, karınlı, iri göğüslü ve daima çıplaktır. Kalça, göğüs ve vurgulanan üreme organı analığı, üremeyi, dişiliği, hayatın sürmesini ve bereketi simgeler. Ana Tanrıça’nın bu özellikleri Kybele’den Artemis’e kadar bütün ana tanrıça imgelerinde vardır.

Ana tanrıça kültüne en eski çağlardan itibaren Anadolu’nun her yöresinde rastlanmaktadır. Her türlü bolluk ve bereketi sağlayan, bitkilerin ve hayvanların üzerinde büyük kuvvete sahip, tarımı koruyan bu tanrıçanın özellikleri doğal koşullara bağlı olarak gelişmiştir. Eski ana tanrıça kavramı, göçler sonucu batı ve güney Anadolu topraklarına yerleşen Yunanlıların tanrıları ile karışmış ve Helen etkisinin artmasıyla Yunan tanrıları ile yer değiştirmiştir. Bunlarda ortak, akraba özellikler zaten mevcuttu, böylelikle Anadolu’nun birçok yerlerinde çeşitli yerli adlar altında eski ana tanrıça kültü devam etmiştir.

Anadolu’da Ana tanrıça ve doğumu, ilk çağdan itibaren beslenip güçlenir ve sanat ürünlerinin biçimlerinde kendini gösterir. Bugünün insanının bile kimi zaman; yaş.... düzenleyen, davranışlarını yönlendiren şey inançlarıdır denilebilir. Yaratıcısının inançları, çevresine bakışı ile biçimlenen “ tapınaklara sunulan toprak uygarlık ürünleri arasında küçücük yontucuklar, heykeller önemli yer tutar. Bunların en eskisi, M.Ö. 6000 yıllarından kaldığı ileri sürülen, Ana Tanrıça yontucuklarından biridir. Ana Tanrıça’nın toprağın doğurucu, insanlara bolluk, geçim olanağı sağlayışı ile bu yontular, yontucuklar arasında özlü bir bağlantının bulunduğu gerçektir. Bu nedenle adak yontucuklarının topraktan yapılması belli bir amaca göredir, gelişigüzel bir davranış değildir”.

Eski Yunan âleminde insanlar, korktukları, sakındıkları, kendilerince izah edemedikleri doğa olaylarını işin kolayına kaçarak birer tanrı ya da tanrıçaya havale etmişler böylece olayları izah güçlüğünün içinden, sıyrılıp çıkmışlardır. Bu tanrılara, tanrıçalara da kendi kafalarında birer insan biçimi vermişler, onları ölümsüz kılmışlar, konuşma, düşünme ve edimlerini insanların yaptıklarıyla büyük benzerlikler gösterecek biçimde şekillendirmişlerdir. İnsan hayalinin yarattığı bu tanrılar, tanrıça ve yarı tanrılar âleminin figüranları, onların edimleri mitolojik anlatımların konusu olmuştur.


Kaynakça

AKURGAL, E., Anadolu Uygarlıkları, İstanbul, 1990.

BACHOFEN, J., Söylence Din ve Anaerkil Çev. N. Şarman, İstanbul, 1997.

IŞIK, F., Doğa Ana Kubaba, (Tanrıçaların Egede Buluşması), İstanbul, 1999.

ÖZEN, Y., “Artemis’in Memelerinin Sırrı”, Belleten LX, s.243-250, Ankara, 1996.




Linkback: https://www.buyuknet.com/anadoluda-anatanrica-inanci-t22271.0.html

Etiket:

Bu bilgi size yardimci oldu mu?

EvetHayır
Anadoluda anatanrıça inancı
Anadoluda anatanrıça inancı
(Ortalama: 5 üzerinden 2.5 - 2 Oy)
2