Fotosentez

tarantula90126.11.2013 - 15:00
FOTOSENTEZ
 
Fotosentez:Işık enerjisinin kullanılarak organik bileşiklerin üretilmesidir.
 
Bakteriler ve mavi-yeşil algler hariç fotosentez olayının gerçekleştiği organeller kloroplastlardır. Stroma adında lamel ve grana adında renksiz ara maddeden oluşurlar.
 
Yapraktaki kloroplast
 
•Fotosentez, ışık ve karanlık olmak üzere iki safhada gerçekleşir. İlk safha için mutlaka ışık gereklidir. Karanlık safha ışık olsada olmasada yürüyebilen reaksiyonlardan oluşur. Karanlık safhanın olabilmesi için mutlaka ışık reaksiyonlarının gerçekleşmiş olması gerekir.

•Fotosentez yapan bakteriler H2O yerine H2S kullanırlar S2 üretirler.
•Fotosentezin ETS elemanları; Ferrodoksin, Plastokinon ve Sitokrom lardır.
 
Klorofil:Işığın emilmesini sağlayan yapıdır. Yapısıda C,H,O,N ve Mg atomları vardır. Fe klorofil sentezi için katalizör görevi görür. Mg klorofilin yeşil renkli olmasını sağlar.


Klorofil-a®C55H72O5N4Mg
Klorofil-b®C55H70O5N4Mg

Fotosentez Reaksiyonları:

Fotosentez kloroplast organelinde iki ana evrede gerçekleşir.
 
 
•Klorofil hen elektron alıcı hemde elektron verici olarak görev yapar.
•Fotosentezde açığa çıkan O2 nin kaynağı H2O dur.
 
1.Işık reaksiyonları
a-Devirli fotofosforilasyon:
 
Devirli fotofosforilasyon
 
Devirli fotofosforilasyon sonucu 2 ATP açığa çıkar.
 
b-Devirsiz fotofosforilasyon
 
Devirsiz fotofosforilasyon
 
Sonuçta 1 ATP, 2 NADH2 oluşur.
•Devirli fotofosforilasyonda hiçbir madde kullanımı yapılmaz.
•Devirsiz fotofosforilasyonda  H2O harcanır, O2 çıkar ve klorofilin elektron kaybı karşılanır.
•Su, NADP için hidrojen atmosfer için O2 klorofil-b için ise elektron kaynağıdır.
•Aydınlık evre reaksiyonlarında  ETS ve klorofil gereklidir.
•Yüksek enerjili elektronlar klorofile geri döndüğünde normal enerji seviyesindedir.
 
Aydınlık reaksiyonlar
 
2.Karanlık reaksiyonları(Calvin devri):
 
Karanlık reaksiyonları
 
•Karanlık reaksiyonları ışık reaksiyonlarının devamı niteliğindedir. Işık reaksiyonları durunca karanlık reaksiyonları otomatik olarak durur.
•Işık gerekli değildir. Enzimsel reaksiyonlardır.
•Atmosferden CO2 nin tutulmasını ribuloz difosfat sağlar.
•Aydınlıkevrede oluşturulan ATP ve NADPH2 karanlık evrede kullanılır.
•Fotosentezde enerji akışı şöyledir:Işık enerjisi-ATP-Organik besinlerdeki kimyasal enerji
•1 mol CO2 reaksiyona girdiğinde 3ATP ve 2 NADPH2 harcanırsa, 6 mol CO2 için 18 ATP ve 12 NADPH2 harcanır.
 
Fotosentez hızına etki eden faktörler

a-Çevresel faktörler:
1.Işık şiddeti:Işık şiddeti arttıkça fotosentez hızı da artar. Ancak ışık şiddeti belli bir değeri geçtikte sonrasabit kalır.
 
2.Işığın dalga boyu:Fotosentez  kırmızı ve mor dalga boylarında hızlı,yeşil ışıkta ise minimum hızdadır.
 
Fotosentez görünür bölge ışığında gerçekleşir
3.CO2 konsantrasyonu:CO2 konsantrasyonu arttıkça fotosentez hızı da artar. %1 den fazla CO2 verilmesi hızı etkilemez. Hız sabit kalır.
 
4.Sıcaklık:Yüksek sıcaklık enzim yapısını bozacağından 35-40 dereceden sonra fotosentez hızı düşmeye başlar.
5.Su miktarı:Ortamdaki su miktarının belli bir dereceye kadar artışı fotosentez hızını artırır.
6.O2 miktarı:Ortamdaki O2 artışı solunumu hızlandırarak, hem solunum hem de fotosentez için gerekli ortak maddelerin solunumda daha fazla kullanılmasına neden olacağından fotosentez hızını azaltır.
7.Madensel tuzlar:Bitkilerin gelişmesi için gerekli olan temel elementler (Mg, Fe, Ca, K,N,S,P,C,H,O...) fotosentez hızını etkiler.
 
b-İç faktörler

1.Klorofil miktarı:Klorofil miktarındaki azalma fotosentez hızını azaltır.
2.Yaprak anatomisi:Hücreler arası boşlukların büyüklüğü, stomaların büyüklüğü, yapısı ve dağılışı, yaprakta damarlanma sistemi, kütikula kalınlığı, sitoplazmanın su miktarı ve son ürünlerin birikimi fotosentez hızını etkiler.

Linkback: https://www.buyuknet.com/fotosentez-t42317.0.html

tarantula90125.12.2014 - 00:13
Fotosentez Mucizesi

Dünya, canlı yaşamına en uygun olacak şekilde, özel olarak tasarlanmış bir gezegendir. Atmosferindeki gazların oranından, güneşe olan uzaklığına, dağların varlığından, suyun içilebilir olmasına, bitkilerin çeşitliliğinden yeryüzünün sıcaklığına kadar kurulmuş olan pek çok hassas denge sayesinde dünya yaşanabilir bir ortamdır. Yaşamı oluşturan öğelerin devamlılığının sağlanabilmesi için de hem fiziksel şartların hem de bazı biyokimyasal dengelerin korunması gereklidir. Örneğin nasıl ki canlıların yeryüzünde yaşamaları için yer çekimi kuvveti vazgeçilmez ise, bitkilerin ürettiği organik maddeler de yaşamın devamı için bir o kadar önemlidir.

İşte bitkilerin bu organik maddeleri üretmek için gerçekleştirdikleri işlemlere, daha önce de belirttiğimiz gibi fotosentez denir. Bitkilerin kendi besinlerini kendilerinin üretmesi olarak da özetlenebilecek olan fotosentez işlemi, bunların diğer canlılardan ayrıcalıklı olmasını sağlar. Bu ayrıcalığı sağlayan, bitki hücresinde insan ve hayvan hücrelerinden farklı olarak güneş enerjisini direkt olarak kullanabilen yapılar bulunmasıdır. Bu yapıların yardımıyla, bitki hücreleri güneşten gelen enerjiyi insanlar ve hayvanlar tarafından besin yoluyla alınacak enerjiye çevirirler ve yine çok özel yollarla depolarlar.

İşte bu şekilde fotosentez işlemi tamamlanmış olur. Gerçekte bütün bu işlemleri yapan, bitkinin tamamı değildir, yaprakları da değildir, hatta bitki hücresinin tamamı da değildir. Bu işlemleri bitki hücresinde yer alan ve bitkiye yeşil rengini veren "kloroplast" adı verilen organel gerçekleştirir. Kloroplastlar, milimetrenin binde biri kadar büyüklüktedir, bu yüzden yalnızca mikroskopla gözlemlenebilirler. Yine fotosentezde önemli bir rolü olan kloroplastın çeperi de, metrenin yüz milyonda biri kadar bir büyüklüktedir. Görüldüğü gibi rakamlar son derece küçüktür ve bütün işlemler bu mikroskobik ortamlarda gerçekleşir. Fotosentez olayındaki asıl hayret verici noktalardan biri de budur.    

Sır dolu bir fabrika:Kloroplast

Kloroplastta fotosentezi gerçekleştirmek üzere hazırlanmış thylakoidler, iç zar ve dış zar, stromalar, enzimler, ribozom, RNA ve DNA gibi oluşumlar vardır. Bu oluşumlar hem yapısal hem de işlevsel olarak birbirlerine bağlıdırlar ve her birinin kendi bünyesinde gerçekleştirdiği son derece önemli işlemler vardır. Örneğin kloroplastın dış zarı, kloroplasta madde giriş-çıkışını kontrol eder. İç zar sistemi ise "thylakoid" olarak adlandırılan yapıları içermektedir. Disklere benzeyen thylakoid bölümünde pigment (klorofil) molekülleri ve fotosentez için gerekli olan bazı enzimler yer alır. Thylakoidler "grana" adı verilen kümeler meydana getirerek, güneş ışığının en fazla miktarda emilmesini sağlarlar. Bu da bitkinin daha fazla ışık alması ve daha fazla fotosentez yapabilmesi demektir.

Bunlardan başka kloroplastlarda "stroma" adı verilen ve içinde DNA, RNA ve fotosentez için gerekli olan enzimleri barındıran bir de sıvı bulunur. Kloroplastlar sahip oldukları bu DNA ve ribozomlarla hem kendilerini çoğaltırlar, hem de bazı proteinlerin üretimini gerçekleştirirler.1Fotosentezdeki başka bir önemli nokta da bütün bu işlemlerin çok kısa, hatta gözlemlenemeyecek kadar kısa bir süre içinde gerçekleşmesidir. Kloroplastların içinde bulunan binlerce "klorofil"in aynı anda ışığa tepki vermesi, saniyenin binde biri gibi inanılmayacak kadar kısa bir sürede gerçekleşir.

Bilim adamları kloroplastların içinde gerçekleşen fotosentez olayını uzun bir kimyasal reaksiyon zinciri olarak tanımlarlarken, işte bu hız nedeniyle fotosentez zincirinin bazı halkalarında neler olduğunu anlayamamakta ve olanları hayranlıkla izlemektedirler. Anlaşılabilen en net nokta, fotosentezin iki aşamada meydana geldiğidir. Bu aşamalar "aydınlık evre" ve "karanlık evre" olarak adlandırılır. 




Yeşil bitkilerde fotosentez işlemini yapan, bitki hücrelerinde bulunan kloroplast adı verilen organellerdir. Yukarıda büyütülmüş resmi görülen kloroplast, gerçekte milimetrenin binde biri kadar bir büyüklüğe sahiptir. İçinde fotosentez işlemini yürüten pek çok yardımcı organel vardır. Çok aşamalı olarak gerçekleşen ve bazı aşamaları henüz çözülememiş olan fotosentez işlemi bu mikroskobik fabrikalarda büyük bir hızda gerçekleşmektedir.   

Fotosentezin sonuçları

Milimetrenin binde biri büyüklükte yani ancak elektron mikroskobuyla görülebilecek kadar küçük olan kloroplastlar sayesinde gerçekleştirilen fotosentezin sonuçları, yeryüzünde yaşayan tüm canlılar için çok önemlidir.Canlılar havadaki karbondioksitin ve havanın ısısının sürekli olarak artmasına neden olurlar.56 Her yıl insanların, hayvanların ve toprakta bulunan mikroorganizmaların yaptıkları solunum sonucunda yaklaşık 92 milyar ton ve bitkilerin solunumları sırasında da yaklaşık 37 milyar ton karbondioksit atmosfere karışır. Ayrıca fabrikalarda ve evlerde kaloriferler ya da soba kullanılarak tüketilen yakıtlar ile taşıtlarda kullanılan yakıtlardan atmosfere verilen karbondioksit miktarı da en az 18 milyar tonu bulmaktadır.

Buna göre karalardaki karbondioksit dolaşımı sırasında atmosfere bir yılda toplam olarak yaklaşık 147 milyar ton karbondioksit verilmiş olur. Bu da bize doğadaki karbondioksit içeriğinin sürekli olarak artmakta olduğunu gösterir. Bu artış dengelenmediği takdirde ekolojik dengelerde bozulma meydana gelebilir. Örneğin atmosferdeki oksijen çok azalabilir, yeryüzünün ısısı artabilir, bunun sonucunda da buzullarda erime meydana gelebilir. Bundan dolayı da bazı bölgeler sular altında kalırken, diğer bölgelerde çölleşmeler meydana gelebilir. Bütün bunların bir sonucu olarak da yeryüzündeki canlıların yaşamı tehlikeye girebilir. Oysa durum böyle olmaz. Çünkü bitkilerin gerçekleştirdiği fotosentez işlemiyle oksijen sürekli olarak yeniden üretilir ve denge korunur. Yeryüzünün ısısı da sürekli değişmez. Çünkü yeşil bitkiler ısı dengesini de sağlarlar. Bir yıl içinde yeşil bitkiler tarafından temizleme amacıyla atmosferden alınan karbondioksit miktarı 129 milyar tonu bulur ki bu son derece önemli bir rakamdır.

Atmosfere verilen karbondioksit miktarının da yaklaşık 147 milyar ton olduğunu söylemiştik. Karalardaki karbondioksit-oksijen dolaşımında görülen 18 milyar tonluk bu açık, okyanuslarda görülen farklı değerlerdeki karbondioksit-oksijen dolaşımıyla bir ölçüde azaltılabilmektedir.1
Yeryüzündeki canlı yaşamı için son derece hayati olan bu dengelerin devamlılığını sağlayan, bitkilerin yaptığı fotosentez işlemidir. Bitkiler fotosentez sayesinde atmosferdeki karbondioksidi ve ısıyı alarak besin üretirler, oksijen açığa çıkarırlar ve dengeyi sağlarlar. Atmosferdeki oksijen miktarının korunması için de başka bir doğal kaynak yoktur. Bu yüzden tüm canlı sistemlerdeki dengelerin korunması için bitkilerin varlığı şarttır.

Bitkilerdeki besinler fotosentez sonucu oluşur

Bu mükemmel sentezin hayati önem taşıyan bir diğer ürünü de canlıların besin kaynaklarıdır. Fotosentez sonucunda ortaya çıkan bu besin kaynakları "karbonhidratlar" olarak adlandırılır. Glukoz, nişasta, selüloz ve sakkaroz karbonhidratların en bilinenleri ve en hayati olanlarıdır. Fotosentez sonucunda üretilen bu maddeler hem bitkilerin kendileri, hem de diğer canlılar için çok önemlidir. Gerek hayvanlar gerekse insanlar, bitkilerin üretmiş olduğu bu besinleri tüketerek hayatlarını sürdürebilecek enerjiyi elde ederler. Hayvansal besinler de ancak bitkilerden elde edilen ürünler sayesinde var olabilmektedir.


Etiket:

Bu bilgi size yardimci oldu mu?

EvetHayır
Fotosentez
Fotosentez
(Ortalama: 5 üzerinden 2.5 - 2 Oy)
2